+90 384 343 3200

Hakkımızda

Kayadan oyma Selçuklu mimarisini, Kapadokya'nın gizemli atmosferiyle birleştiren Burcu Kaya Hotel Ortahisar'da ikisi suit,82 odasıyla gizemli bir tatil için düşünülmüş her türlü konfora sahiptir. Burcu Kaya Hotel tarih, kültür ve doğanın buluştuğu Kapadokya'nın bütün büyüsunü taşıyan doğal bir parçası gibidir.

Capadocia - Kapadokya

Kapadokya

Kapadokya 1985 yılında UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesine girmiş, bir kültür ve tarih hazinesi’dir. Kapadokya Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelmektedir.

Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasan dağı ve Güllü dağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan son derece ilginç ve eşi olmayan bir peyzaj görüntüsüne sahiptir.

Günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahip olan Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin kültürle bütünleştiği özel bir alandır. Coğrafi olaylar Peri bacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, tarihi İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

Kapadokya’da insan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler’ in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde hırıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir. Tarih süresince Hititler, Asurlar, Frigler ve Roma İmparatorluğu’nun bu bölgedeki egemenliğinin ardından, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlamasından sonra Selçukluların eline geçmiştir. Bu süreçle birlikte mimari tarzı değişime uğrayarak kültür olarak daha da gelişkin estetik formlara sahip olmuştur. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terk etmişlerdir.

Kayalara oyulmuş geleneksek Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler on dokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır.